Başkanımızla Milas Hakkında Röportaj
TARİHİN KÜLTÜRÜN VE BEREKETİN DİYARI MİLAS
Milas Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Reşit Özer
Milas, Güneybatı Anadolu’nun denize açılan kapısında yolların kesiştiği son duraktır. Belki de yalnızca bu nedenle binlerce yıldan beri insanların ilgi duyduğu, kavimlerin gözünü diktiği bir belde olmuştur.
Kuşkusuz tarih boyunca Güneybatı Anadolu’nun zeytin ve zeytinyağından keresteye, tütünden halıya, hayvandan bala çeşit çeşit ürünleri Milas üzerinden denize taşınmıştır. Türlü türlü ürünler antik çağlarda Passala olarak bilinen Güllük yakınlarındaki limandan Akdeniz kıyılarına sevk edilmiştir.
Günümüzde de bu süreç aynen işlemektedir. Şimdi kereste, canlı hayvan, deri, halı ihracatı yapılmıyor olsa da Çine ve Aydın havalisiyle Milas yöresinden çıkartılan zımpara taşı, alüminyum boksit, feldspat, mermer Güllük limanından ihraç edilmektedir.
Gerçekten de Bafa Gölü’nden başlayıp güneye, Denizli, Tavas, Çine, Yatağan’dan gelip batıya, güneyindeki verimli ovalardan kuzeye uzanan üç yolun da buluştuğu yerdir Milas.
Ve Milas, bu üç yolun denize varmazdan önceki son durağı olmasının ötesinde zengin üretim gücüyle başlı başına bir çekim merkezidir.
Milas zengin üretim gücüyle, bu üretim günücünün üzerinde yükselen ticari potansiyeli ile üretim ve ticarete dayalı ekonomik canlılığıyla hep ilgi merkezi olagelmiştir. Bu ilgi çoğu zaman Milas’ın işgale uğramasına veya göçler almasına neden olmuştur. Persler, Yunanlar, Büyük İskender ve Makedonyalılar, Rodoslular, Romalılar, Bizanslılar, Menteşe Oğulları Beyliğiyle birlikte Türkler, sonrasında Osmanlılar ve hatta 1. Dünya Savaşı’nda Mondros Mütarekesi ile birlikte İtalyanlar Milas’ı hep ellerine geçirmek ve ellerinde tutmak istemişlerdir.
Kavimlerin, devletlerin yanı sıra bireysel olarak yeni bir yaşam kurmak, daha iyi koşullarda yaşam sürmek, daha güvenli, daha barışçıl bir ortamda yaşamak isteyen küçük topluluklar veya bireyler de Milas’a göç etmişlerdir. Günümüzde de yine bu göç süreci devam etmektedir. Aldığı göçler Milas’ı hem nüfus olarak hem de şehrin yayılması olarak etkilemektedir. Ancak göçün yarattığı kentleşme, kültürel etkileşme, sosyal sorunlar olsa bile alınan göçler de bir şekilde Milas ekonomisine katkı olarak yansımaktadır.
Milas’ın aldığı göçler kuşkusuz konut sektörünü canlandırmaktadır. Bu anlamda Milas canlı bir inşaat sektörüne sahiptir. Fakat inşaat sektörünün var olabilmesi ancak üretimin veya ticaretin kaynak yarattığı ortamlarda mümkündür. Milas, işte bu yönden şanslı bir bölgedir. Milas’ta üretim deyince hiç kuşkusuz ilk akla gelen zeytin ve zeytinyağıdır. Türkiye’nin sahip olduğu 98 milyon 556 bin zeytin ağacından 52 milyon 521 bini Ege bölgesinde, bunun da 14 milyon 508 bini Muğla’da ve bunun da yaklaşık 10 milyonu Milas’tadır. Yani Milas, Türkiye’nin zeytin ağacı varlığının yaklaşık yüzde 10’una sahiptir. Milas’ın sahip olduğu milyonlarca zeytin ağacından elde edilen ürünler 83 zeytinyağı fabrikasında sıkılarak zeytinyağı haline getirilmektedir. Memecik türü zeytinlerden elde edilen zeytinyağlarımız artık markalaşarak dünya pazarlarına açılma evresine gelmiştir. Şu anda yaklaşık 20 marka halinde Milas zeytinyağları Türkiye ve dünya pazarlarında alıcıya sunulmaktadır. Bunlar arasında değerli zeytinyağı üreticici Sayın Ali Osman Menteşe’nin zeytinyağı gibi Avrupa ve ABD’deki yarışmalarda altın madalya kazanan, ödüller alan markalar da vardır. Milas’ın zeytincilikteki hedefi şimdi, sofralık zeytin üretiminde de adını duyurmaktır. Milas’ta yapılan çekişke, yağlı zeytin gibi türleri dünya mutfaklarına sunmak için Milaslıların çalışmaları giderek ve bilinçlenerek artmaktadır. Milas ekonomisinin temel direği olan zeytincilik her ne kadar düşük fiyat, iç tüketimi alışkanlığının yetersizliği, tanıtım gibi sıkıntılar yaşıyor olsa da her zaman Milaslıların ekonomik alanda güvenebildikleri en sağlam kaledir.
Milas ekonomisinde giderek zeytine ortak olmaya başlayan sektör hiç kuşkusuz kültür balıkçılığıdır. Türkiye’nin kültür balığı üretiminin yüzde 68’i Milas kıyılarında elde edilmektedir. Kıyılardan başka Milas’ta çok ilginç bir yöntemle tarla balıkçılığı da yapılmaktadır. Tuzlanmış ve üretim dışı kalmaya başlamış tarlalara kazılan ve yeraltından çekilen düşük yoğunluktaki tuzluluk oranına sahip sularla doldurulan havuzlarda çipura ve levrek gibi deniz balıkları üretilmektedir. Milas’ta üretilen levrek ve çipura gibi balıklar işlenerek, yarı işlenerek veya dondurularak Avrupa ülkelerine ihraç edilmektedir. Milas ekonomisine önemli katkılar sunan kültür balıkçılığı hem önemli bir istihdam alanıdır hem de yöreye önemli ölçüde döviz girişi sağlamaktadır.
Milas aynı zamanda önemli bir halıcılık merkezidir. Türklerin yöreye geldiği 13. yüzyıldan beri dokunmakta olan Milas halıları renk ve desen özellikleriyle özellikle yurtdışından alıcı bulmaktadır. 17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa’nın şatolarını ve kiliselerini süsleyen Milas halıları, bugün Milas’ın başta Bozalan ve Karacahisar köyleri olmak üzere birçok köyünde koyunyününden elde edilmiş yapağının kök boyalarla ve çeşitli bitkilerle renklendirilmesiyle elde edilmiş yün ipliklerle dokunmaya devam edilmektedir. Adamilas, Bozalan mihraplı, Çıngıllıcafer gibi adlar alan pek çok desende dokunan Milas halıları eskidikçe değer kazanmasıyla da ünlenmiştir. Köylerde, kadınların ve genç kızların zeytinden, pamuktan, tütündün, hayvancılıktan arta kalan zamanlarında dokudukları Milas halıları hem ev ekonomisine, hem yöre ekonomisine ve ihraç edildiğinde de ülke ekonomisine önemli girdiler sağlamaktadır. Pek adı yaygınlaşmamış olsa da Milas köylerinin önemli bir geçim kaynağı arıcılık ve balcılıktır. Arıcılık ve balcılık Milas’ın 114 köyünün kimi zaman asıl, kimi zaman yan geçim kaynaklarından birisidir. Her ne kadar Türkiye genelinde Marmaris çam balının, Muğla balının adı bilinse de, Muğla ilinin en çok çam balı ve çiçek balı üretilen ilçesi Milas’tır. Balcılık da köylerimize sağladığı ekonomik katkıyla önemli bir ürünümüzdür.
Antik çağlarda Milas şehrinin ya da o çağlardaki adıyla Mylasa şehrinin hemen arkasındaki Sodra mermeriyle ünlenen Milas, yüzyıllar sonra yeniden mermercilikte önemli bir üretim ve ihracat merkezi haline gelmiştir. Milas yöresinde üretilen ve mermercilik literatüründe Milas mermeri olarak bilinen çeşitleriyle mermerler, Güllük limanından ihraç edilmekte ve yöreye hem önemli bir istihdam, hem de önemli bir ekonomik gelir sağlamaktadır. Birebir Milas adıyla özdeşleşen zeytini, zeytinyağı, halısı, mermeri, balığı, balı ve mermeriyle özdeşleşen Milas’ta canlı bir tarım ve hayvancılık sektörü de vardır. Geleneksel tarım ürünlerinden olan ve bir zamanlar Milas ekonomisinin zeytin ve halıyla birlikte dört ayağından ikisini oluşturan tütün ve pamuk üretiminde son yıllarda büyük düşüşler yaşanmıştır. Ancak yöredeki turizm pazarlarına yönelik sebze ve meyve üretimi, seracılık giderek yaygınlaşmaktadır. Süt ve süt ürünleri üretiminde de son yıllarda önemli gelişmeler ve üretim artışları dikkati çekmektedir.
Sahip olduğu 1 124 kilometre kıyı uzunluğu ile Muğla ili Türkiye’nin en uzun kıyı şeridine sahip ilidir. Muğla ilinin en uzun kıyı şeridine sahip ilçesi ise Milas’tır. Henüz tam olarak turizme açılmamış olan Milas kıyıları güneş ve deniz turizmi için çok büyük bir potansiyel taşımaktadır. Ancak turizm için Milas’ın asıl sahip olduğu potansiyel doğa ve kültür turizmidir. Milas; şehir merkezindeki tarihi eserleriyle, Labranda, Beçin, İasos, Euromo, Latmos / Herakleia, Keramos gibi antik kentleriyle çok önemli bir tarih turizmi potansiyeline sahiptir. Birkaç yıl önce Milas şehir merkezinde ortaya çıkartılan ve “Arkeoloji’de 100 yılın buluşu” olarak adlandırılan Perslerin Karia Satrabı (Başvali) Hekatomnos’a ait olduğu sanılan görkemli anıtmezar Milas’ın arkeolojik zenginliğine paha biçilmez bir değer katmıştır. Halen arkeolojik kazıların sürdürülmekte olduğu bu alan ziyarete açıldığında Türkiye arkeolojisinin gözbebeği sayılacak kadar önemlidir.
Kültür turizminde tarihi eserlerin yanı sıra kuşkusuz Milas evleri, Milas arastası, Çomakdağ evleri ve düğünleri, yaylaları, dağlardaki ve ormanlardaki yürüyüş parkurları, Ören’deki yamaç paraşütü gibi seçenekler Milas’a çok büyük zenginlik katmaktadır. Milas, tarımdan hayvancılığa, turizmden madenciliğe, halıcılıktan, balıkçılıktan balcılığa sahip olduğu üretim potansiyeli ile kendi kendine yetmekten öte ülke ekonomisine aldığından fazlasını veren bir ilçemizdir. Böylesine önemli bir potansiyele sahip olan Milas’ımızda ilçe ekonomisini omuzlayan ticarethane sahipleriyle sanayicilerin örgütlü gücü olan Milas Ticaret ve Sanayi Odası, çağın gerektirdiği hizmet kalitesini yöremize yansıtan bir mesleki örgüt olarak üyelerimizin yanı sıra yöremize öncülük ve önderlik yapmaktadır. Oluşturduğu projelerde çeşitli hibe destekleri sağlayarak başta balıkçılık olmak üzere üretimin kalitesini ve ihracatını arttırmayı hedefleyen Odamız, gösterdiği üstün çalışma düzeyi ile de geçen yıl TOBB ve TSE’den almış olduğu akreditasyon belgesiyle hizmet kalitesini kanıtlamıştır.
MİTSO olarak hedefimizi, Milas’ın çok zengin tarihi ve kültürel altyapısı üzerinde yükselen ekonomik potansiyeliyle yöremize, çağımızın bilgi ve teknolojik gelişimlerine yaraşır seviyede hizmet vermek ve üyelerimize yeni ufuklar sunmaktır.
Reşit ÖZER
MİLAS TİCARET VE SANAYİ ODASI
Röportaj : Olcay AKDENİZ
Fotoğraflar : Mustafa KAÇAN