DOLAR
34,2861
EURO
37,1078
ALTIN
3.064,27
BIST
8.945,80










Milasın yeraltı ve baraj suları sorunu tartışıldı

Milasın yeraltı ve baraj suları sorunu tartışıldı
06.08.2013 17:25
0
A+
A-

Milas Ticaret ve Sanayi Odası Labranda Konferans Toplantı salonunda başlayan toplantıya, MİTSO Yönetim Kurulu Başkanı Enver TUNA, Milas Belediye Başkanı, Beçin Belediye Başkanı, İl Genel Meclisi Üyeleri, Milas Ziraat Odası Başkanı, Çeşitli Kitle örgütü temsilcileri ve Bodrum TMMOB İlçe Koordinasyon temsilcilerinin katılımı ile gerçekleşmiştir.
MİTSO Yönetim Kurulu Başkanı Enver TUNA’nın açılış konuşması ile toplantı başlamıştır.
Başkan TUNA konuşmasında, Milas Geyik Barajı’ndan 5 milyon ton su ile, Çamköy yeraltı su kaynaklarından 4.8 milyon ton suyu Bodrum’a tahsis etmiş ve bunun için de, Geyik Barajı’ndan Bodrum’a su taşıyacak boru hattının yapımına üç-dört yıl önce başlamış. Bir ara aksaklık olmuş; ama şu anda hızlı bir şekilde boruların döşenmesi işlemi sürüyor. Bu arada, 22 Temmuz tarihinde de, Geyik Barajı ve Çamköy’den gelecek suların arıtılarak Bodrum’a pompalanması amacıyla, Güvercinlikte kurulacak bir arıtma tesisinin ihalesi olduğunu belirtti.
Ekinambarı Suyu’nu membranlı arıtma ile içme ve kullanma suyu kalitesinde ve oldukça iyi bir rakamdan kullanmak gerektiğini, Milas’ın tarımsal sulamaya çok elverişli sularının Bodrum’a tahsisinin, Milas tarımına büyük darbe vuracağını belirten Mehmet Arif Demirer’in talebi üzerine, Bodrumlu ve Milaslı tarafları buluşturarak, konunun tartışılmasını sağlamanın doğru olacağına karar verdiklerini, bu nedenle toplanıldığını belirterek durumu kısaca özetledi ve konuşmasını tamamladı.
Daha sonra toplantıyı idare etmek üzere MİÇEV Başkanı Nevzat Çağlar Tüfekçi, toplantıyı idare etmeye başladı.
İlk konuşmayı Milas Ziraat Odası Başkanı İsmail Atıcı gerçekleştirdi. Konuşması sırasında zaman zaman sinirlenirse, yanlış anlaşılmamasını dileyen Atıcı, yıllardır bu konu ile ilgili bağırdıklarını, ama kimsenin dinlemediğini, DSİ yetkililerinin ise, işin kolayına kaçtıklarını ve hazır kaynakları Bodrum’a sevkederek günü kurtarmaya çalıştıklarını belirtti ve 3-4 dakikalık bir video kaydını izletmek istediğini belirtti. Video, Ekinambarı su kaynağının nasıl berrak ve gür bir şekilde aktığını, su kaynağından görüntülerle gösteriyordu. İsmail Atıcı, suları gösterip, arıtılarak kullanılabilecek ve yılda 126 milyon ton kapasitesindeki bu suyun neden değerlendirilmeden denize akıtıldığını soruyordu.. Ve ekliyordu Atıcı: “İşte bu su burda akarken, DSİ’nin projesini bu nedenletepki gösteriyoruz”.
Atıcı, “seçenek yoksa, elbette paylaşalım yeraltı ve baraj sularımızı Bodrumlularla.. Hepimiz aynı bölgenin insanlarıyız sonuçta. Ama seçenek yoksa!.. Ama işte seçenek ortada ve DSİ, her nedense görmezden geliyor bütün bunları” diyerek, tepkisini belirtmeye devam ediyordu.
Atıcı, DSİ’nin kendi raporlarının bile Geyik Barajı’ndaki suda organik maddenin çok olduğunu ve en ileri arıtma teknikleri ile bile içme suyu haline gelemeyeceğini de belirttiği konuşmasında, “DSİ Bölge Müdürü’ne gittik, durumu anlattık, bize söylediği şey bu proje için ‘gayriciddi’den ibaret.. Deniz suyunun arıtılarak kullanıldığı bir bölgede esas bu gayriciddidir. Mutlaka DSİ projesi iptal edilmeli ve Ekinambarı kaynak suyuna dönülmelidir” diyerek konuşmaını tamamladı.
Daha sonra kürsüye gelen ve Çamköy yeraltı suları ile 2000 dekarlık bir alanda sulu tarım yapmak için ciddi bir kooperatifleşme çabsı yürüten ve şimdi projeyi 4000 dekara çıkarmaya çalışan Çamköy Muhtarı Saffet Keskin, Milas köylerinin tarımsal sulama amaçlı kullanılabilecek sularının, alternatifi ortada dururken Bodrum’a tahsis edilmesinin yanlışına işaret ederken, “ben tarımsal sulama amaçlı projeme Aslanyakası köyünü de dahil etmek istediğimde, DSİ yetkilileri karşı çıktılar. ‘Biz bu suyu Bodrum’a tahsis ettik’ dediler. Benim köylüme su vermiyorlar, Bodrum’a tahsis ediyorlar. Ben buna isyan ediyorum” dedi.
“Tarımımız bitiyor. Tütünü zaten bitirdiler. Ne yapmamızı bekliyorlar bizden. Çiftçinin suyuna dokunmayın. Bu suların alternatifi var. Biraz önce gördük. Milyonlarca ton su boşa akıyor. Eğer bu alternatifler olmasa, elbette konuşalım, paylaşalım mevcut suları. Ama işte alternatifi var. Biz ne yapacağız? Dokunmayın çiftçinin suyuna!..” diye konuşan Saffet Keskin’in, son derece sinirli olduğu belli oluyordu..
Daha sonra Bodrum’dan gelen TMMOB Bodrum İlçe Koordinasyon Kurulu adına konuşan bir üye, biz burada bir sunum yapmaya gelmedik. Biz, sizlerden burada olup bitenler konusundaki görüşlerinizi öğrenmeye, ne olup bittiğini anlamaya çalışmak için geldik. Gördüklerimiz bizi de etkiledi. Geyik Barajı ve Çamköy’den gelecek olan su da arıtılacak. Ekinambarı suyu da arıtılabilir durumda, anlaşıldığı kadarıyla.. Biz, TMMOB Bodrum İlçe Koordinasyon Kurulu olarak, emekten, köylüden yana çözümlerin destekleyicisiyiz. Bunu açıkça deklare ediyoruz.” dedi.
Daha sonra söz alan Bodrum Otelciler Derneği Başkan Yardımcısı Hasan Güven, Bodrumlu otelciler olarak su konusunun en büyük sorunları olduğunu belirterek, “mevcut su yetmediği için, kaçak açılan ve yeraltından su çeken kuyulardan su almak zorundayız. Ve alıyoruz, yapacak başka bir şeyimiz yok çünkü.. Biraz önce Ekinambarı suyunu görünce, inanın çok şaşırdım. Elbette bu su, arıtılarak bize verilebilirse, biz tarımcının suyunu niye alalım? Gerçekten kaynayan ve denize akan o suyu görünce çok şaşırdım; hep beraber kamuoyu oluşturup, suyumuzu konuşalım, derdimizi hep birlikte anlatalım, çözüm yolunu bulalım” dedi.
Bir katılımcı vatandaş da, Ekinambarı suyunun da kendine göre bir ekosistemi olduğunu belirterek, esas olarak ne Çamköy ne de Ekinambarı suyunun Bodrum’a verilmesinin doğru olmadığını belirterek, “yapılması gereken temel şey, Bodrumun büyümesinin engellenmesidir” dedi.
Harita Mühendisleri Bodrum Temsilciliği adına konuşan Harita Mühendisi Alptekin Uzal da, çözümün, ya Ekinambarı suyunun Bodrum’a getirilmesi, ya da yol masrafından kurtulmak için deniz suyunun arıtılarak kullanılması gerektiğini belirtti. Uzal, “çünkü Geyik Barajı suyu da Ekinambarı suyu da arıtma yapılmadan kullanılamaz halde. O halde neden tarımcının kullanabileceği su getirilsin?” dedi.
Daha sonra kürsüye gelen ve arıtma tesisleri makinaları üreten bir firmanın temsilcisi olan Makina Yüksek mühendisi Bediz Ergin, konuyla ilgili teknik bilgi verdi ve Güvercinlik’te kurulması planlanan arıtma tesisinin ileri bir arıtma sistemi olmadığını, klasik bir arıtma sistemi olduğunu, teknik bilgilerin ve ihale şartnamesinin elinde olduğunu, bu arıtma sistemi ile DSİ’nin kendi raporunda da belirttiği gibi, Çamköy suyunun değil ama Geyik Barajı suyunun bu yöntemle arıtılmasının mümkün olmadığını, tamamen yanlış bir yatırım olduğunu, Geyik Barajı suyunun teknik olarak yarı atık su değerlerinde olduğunu ve ancak membranlı ayrıştırma tekniği ile kullanılabilir hale getirilebileceğini belirterek, aynı sistemin Ekinambarı suyunda da uygulanacağını ve ek katma değerler de yaratılacağını, böylece tarımsal amaçlı kullanılabilecek Çamköy yeraltı sularının ve Geyik Barajı suyunun da tarımsal amaçlı kullanılarak katma değerin artırılabileceğini belirtti.
Daha sonra kürsüye gelen ve Ekinambarı suyunun arıtılarak Bodrum ve Milas’ı besleyecek miktar ve Labranda suyu kalitesinde su verme taahhüdünde bulunan proje sahibi Mehmet Arif Demirer, konuşulanların ve görüntülerin ortada olduğunu belirterek, DSİ’nin en büyük hatasının, baraj ve yeraltı sularını “yegane kaynak” olarak göstermek olduğunu söyledi. Bunu yazılı olarak da belirttiklerini belirten Demirer, Bodrum’un şu andaki su ihtiyacının yılda 20 milyon ton su olduğunu, ama DSİ’ce yapılan projeksiyonda, ileriki yıllar da göz önüne alındığında yıllık su ihtiyacının 30 milyon tonu geçeceğini belirterek, ‘peki bu suyu nereden bulmayı düşünüyorlar’ sorusunu ortaya attı. Milas ve çevresinin diğer su kaynaklarının da(Akgedik Barajı’nı kastediyor), bu durumda Bodrum’a tahsis etmek zorunda kalacağını belirten Demirer, kendi projelerini ayrıntılı olarak anlattı.
Kendilerine tahsis edilmiş olan Ekinambarı suyunun yarısını kullanarak, isteyen herkese fabrika çıkışı, tonu 65 kuruştan su verebileceklerini, sistem gereği çıkan bir o kadar suyu da, her gün yeraltındaki kuyulardan 400 bin ton su çeken balık çiftliklerine, harcadıkları elektrik parasından da ucuz su vereceklerini ve bu suyun, yeraltındaki çıkardıkları sudan, balık yetiştirmek için daha uygun olduğunu belirten Demirer, isteklerinin, “DSİ’nin tarımsal sulama için elverişli suları tarıma bırakması ve bu suları Bodrum için “yegane kaynak” olarak görmekten vazgeçmesidir” dedi.
Daha sonra kürsüye gelen, Yeniköy Termik Santrali’nin soğutma suyu projesinde görevli kimya Mühendisi İbrahim Darı, konuyla ilgili teknik bilgi verdi. Geyik Barajı’nın 41 milyon m3 kapasiteli ve 21 milyonu Yeniköy’de soğutma amaçlı kullanılmak ve 20 milyon m3’ü de DSİ’ce kullanılmak üzere o zamanki Türkiye Elektrik Kurumu kaynaklarıyla yapıldığını, bu suyun, yaptıkları çeşitli analizlere göre, organik madde oranının çok yüksek olduğunu, kendilerinin de bu organik madde oranını azaltmak için pek çok çalışma yaptıklarını, olduğu gibi kullanıldığı takdirde, boruların içinde yosunlaşma ve tıkanma yarattığını, ancak organik maddelerle mücadele için pahalı olan ozmos sistemi dışında yaptıklarıyla bile yeterince azaltabilmeyi başaramadıklarını belirtti. Bu organik maddenin nedenleri konusunu kendilerinin de tam olarak çözemediklerini ama, o bölgedeki bir topraktaki asitleşmenin neden olduğunu duyduklarını, bunun dışında sanayi ya da fosseptik atığı olmadığını belirtti.
Yapılan görüşmelerin ardından, Ekin ambarı suyunun da bir kaynak olarak kullanılmasının mümkün ve bölgenin tarımsal sularının korunmasını da sağlayacak bir seçenek olduğunun altının çizileceği bir deklarasyon hazırlanarak, bunun imzalanması sonrasında, bütün yetkililere ve kamuoyuna sunulmasına karar verildi.