ÜLKEMİZİN KURULUŞ SENEDİ LOZAN ANLAŞMASININ YIL DÖNÜMÜ ve GAZETECİLER VE BASIN BAYRAMI KUTLU OLSUN

24 Temmuz, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş senedi olan Lozan Anlaşmasının imzalanmasının yıldönümüdür. Yurdumuzun bağımsızlık ve ulusumuzun özgürlük belgesi olan Lazan Anlaşması’nın 90. yılını da kutluyor, bize bağımsızlığımızı ve özgürlüğümüzü kazandıran başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah ve düşünce arkadaşlarını Milas Ticaret ve Sanayi Odası yönetimi ve üyeleri adına saygı ve minnetle anıyorum.

Ülkemizin bağımsızlığı, özgürlüğü, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olan Cumhuriyetimizin temel ilkelerinin korunması, yurdumuzun bölünmez bütünlüğünün savunulmasını, ulusumuzun esenliği adına, Atatürk’ün bizlere bıraktığı kutsal emaneti sonsuza dek koruyacağımıza olan inancımızı bir kez daha buradan haykırıyoruz.

Öte yandan 24 Temmuz’un bir diğer özelliği de Gazeteciler ve Basın Bayramı oluşudur.

1908 Yılında II. Meşrutiyet’in ilanı ve Anayasa’nın yeniden yürürlüğe girmesiyle birlikte gazeteciler, gazeteler basılmadan önce kalıplarının sansür memurluğuna gönderilmesini reddetmişlerdir. 1946 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti kurulduğunda ise Falih Rıfkı Atay, Türk basınından sansürün kaldırıldığı ve Anayasanın yeniden yürürlüğe girdiği gün olan 24 Temmuz’un Gazeteciler ve Basın Bayramı olmasını önermiştir. Bu önerinin kabul görmesi üzerine ülkemizde 24 Temmuz, GAZETECİLER VE BASIN BAYRAMI olarak kutlanmaktadır.

İnsanların bilgilenmesi, bilinçlenmesi, görüşlerinin topluma yansıtılması, sorunların dile getirilerek yönetim kademelerine duyurulması, sorsunlar ve çözüm yolları bakımından kamuoyu oluşturulması gibi çok büyük bir görev yapan basın, hiç kuşkusuz ki ülkelerin bağımsızlıklarının kazanılmasında ve korunmasında, demokrasilerin kurulması ve yaşatılmasında olağanüstü büyük görevler yerine getirmektedir.

Bu bağlamda; ülkemizin Kurtuluş Savaşının örgütlenmesi, kazanılması, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması, devrimlerin gerçekleştirilmesi süreçlerinde de Türk basını çok önemli görevler yapmıştır. Ülkemizin dört bir yanının işgale uğradığı dönemde, Kurtuluş Savaşımızın eşsiz önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bir yandan savaş alanlarında bağımsızlık mücadelesini sürdürürken diğer yandan bu mücadeleyi halka ve dünya kamuoyuna anlatabilmek ve onların desteğini sağlamak amacıyla 1918 yılında en yakın arkadaşı Ali Fethi Okyar ile birlikte “Minber” gazetesini çıkarmıştır. Ardından 4 Eylül 1919 günü başlayan ve 11 Eylül’de sona eren Sivas Kongresi’nden sonra “İrade-i Milliye” gazetesini yayınlanmıştır. Daha sonra Heyet-i Temsiliye üyeleriyle birlikte Ankara’ya geldiğinde burada alınacak kararların millete duyurulması için bir gazeteye ihtiyaç duyduğunu söylemiş ve burada verdiği ilk direktif de “bir gazete çıkaracağız” olmuştur. Böylece Hakimiyet-i Milliye gazetesi yayınlanmaya başlamıştır. Yine bu süreçte Gazi Mustafa Kemal Atatürk, arkadaşı Yunus Nadi’den daha sonra yine kendi isteği üzerine Cumhuriyet  adını alacak olan Yeni Gün gazetesi’ni çıkarmasını istemiştir.

Bugün, sevgili ve kutsal yurdumuz, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtuluş ve kuruluş mücadelesinde de hiç kuşkusuz basının çok önemli yeri olmuştur.

Yaşamımızda böylesine önemli görevler üstelenen basının aynı zamanda, yasama, yürütme ve yargının yanı sıra demokrasinin “Dördüncü Kuvvet”i olmasında hiç kuşkusuz gerektiğinde canlarını vererek, zindanlarda yatarak mesleklerinin gereğini yerine getirmekten kaçınmayan basın mensuplarının olağanüstü emeği, çabası, alın teri, gözyaşı ve hatta kanı vardır.

Bu nedenle gazetecilik mesleğinin her kademesinde özveriyle görev yapan tüm gazetecilerimizin bayramlarını kutluyor ve başarılar diliyorum.

Saygılarımla,

                                                                                                Reşit ÖZER

                                                                                MİTSO Yönetim Kurulu Başkanı