TOBB Üyesi Muğla Odaları Bodrum’da buluştu
“ALDIĞIMIZ KARARLAR TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİNE OTURUYOR, ÖRNEK TEŞKİL EDİYOR”
*TOBB üyesi Muğla Odaları ve Ticaret Borsası’nın Bodrum’da yapılan 25. ortak toplantısına konuk olan eski Kültür ve Turizm Bakanı Bahattin Yücel, içki yasağının pratikte bir yararı olmadığını ve daha çok yabancıların işine yaradığını söyledi.
2006 yılından bu yana yapılmakta olan TOBB üyesi Muğla Odaları ve Borsasının ortak toplantılarının 25’incisi Bodrum Ticaret Odası’nın ev sahipliğinde yapıldı. Ortak toplantıya eski Kültür ve Turizm Bakanlarından Bahattin Yücel de katıldı. Toplantıda, il ortak toplantılarını ara vermeden 25 yıldır sürdüren Türkiye’deki tek ilin Muğla olduğu vurgulandı. Eski Bakan Bahattin Yücel, uygulanmakta olan içki yasağının pratikte bir yararı olmadığını ve bu yasağın daha çok yabancıların işine yaradığını ileri sürdü. İran pazarının Türkiye için yeni bir pazar olduğunu belirten Bahattin Yücel, Suriye politikası nedeniyle Türkiye’nin zarara uğradığını söyledi.
TOBB üyesi Muğla odaları ve borsasının 25’inci ortak toplantısı Bodrum Ticaret Odası’nın (BODTO) ev sahipliğinde Bodrum’da yapıldı.Toplantıya Kültür ve Turizm eski Bakanlarından Bahattin Yücel, Muğla Ticaret ve Sanayi Odası (MUSTO), Muğla Ticaret Borsası, Milas ve Fethiye Ticaret ve Sanayi Odaları, Marmaris Ticaret Odası, Muğla ilindeki Deniz Ticaret Odalarının Şubeleri, TÜRSAB Bodrum Şubesi, Odaların Yönetim Kurulları ile Meclis Başkanları ve Genel Sekreterleri katıldı.
Bodrum Ticaret Odası Meclis Başkanı İlhan Ersan’ın açılış konuşmasıyla başlayan Muğla Odaları ve Borsası ortak toplantısında daha sonra BODTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Serdar Kocadon toplantıya katılanlara hoşgeldiniz dedi. Kocadon, Muğla’daki turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi gerektiğini belirterek Antalya’ya yılda 1630 futbol kulübünün sezon arası kamp için geldiğini ayrıca 160 bin kişinin ise golf oynamaya geldiğini anlattı. Muğla’da ise gerek futbol turizmi için gerekse golf için altyapı bulunmadığını söyleyen Kocadon spor turizmi harcamalarının normal turizmin iki katı olduğuna dikkat çekerek spor turizmi için Muğla’da altyapıya önem verilmesini istedi.
BODTO Genel Sekreteri Fuat Önder, bir öncekisi Milas’ta yapılan ortak toplantıda alınan kararları okuyarak katılımcılara hatırlattı. Fuat Önder ayrıca, bir önceki gün odaların genel sekreterlerinin katılımıyla yapılan toplantıda hakkında da bilgilendirmede bulunarak alınan kararlar hakkında bilgilendirmede bulundu. Milas toplantısında odaların çalışanları için ortak eğitim ve ortak toplantılar için MUTSO bünyesinde ortak bir sekretarya oluşturulmasının önerildiğini belirten Fuat Önder sekretarya için odalar tarafından gerekli görevlendirilmelerin yapılmasını istedi.
Daha sonra Bodrum Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Eyinç, konuşmasında Muğla’da turizmin çeşitlendirilmesi gerektiğini anlattı. Bodrum’da futbol veya golf turizminin geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Deniz Eyinç “Ancak bunun için yeterli arazi yok. Araziler Bodrum’da çok pahalı. Hazine arazileri bu iş için uygun fiyatlarla tahsis edilmeli.” dedi. Bodrum turizminin en önemli halkasının “mavi yolculuk” olduğunu belirten Deniz Eyinç mavi yolculuğun yapılmakta olduğu koyların yapılaşmaya açılmamasını istedi.
Bodrum Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ayaz Muğla ilinin en çok göç alan 3. il olduğunu ve Bodrum bölgesinin göçün en çok yoğunlaştığı bir bölge olduğunu vurgulayarak önlem alınması gerektiğini söyledi. Muğla’daki turistik tesislerin her 10 – 12 yılda bir yenilenmesi gerektiğini de anlatan Mehmet Ayaz bu konuda devletin destek vermesi gerektiğini ve bu binalar için kenstel dönüşüm gibi bir uygulama getirilmesini yoksa kısa sürede 50 yataklı tesislerin devre dışı kalacağını pansiyonların ise zaten yok olmak üzere olduğunu söyledi.
Bodrum Ticaret Odası Meclis Üyesi Toros Demirdöven ise Bodrum’da hızlı bir değişim yaşanmakta olduğuna dikkat çekerek “Bodrum bu süreçte pek çok değerini kaybetmiştir” dedi.
MİTSO Yönetim Kurulu Başkanı Reşit Özer ise konuşmasında Milas’ın bir yanının Bafa Gölü, bir yanın ise Gökova Körfezi olduğunu belirterek bu iki yerin de çok ciddi kirlenme ve bozulma tehdidi altında bulunduğunu söyledi. Bafa Gölü’nün gölüyle, Beşparmak Dağlarıyla, dağlardaki 8 bin yıllık kaya resimleriyle, Latmos ve Herakleia antik kentleriyle birlikte mutlaka korunması gerektiğini belirten Reşit Özer, başta Muğla koyları olmak üzere Gökova koylarının da uzun süreli kiralanarak yapılaşmaya açılmasının yanlış olduğunu söyledi. Reşit Özer “Yani bizim ‘turizmde strateji’ denildiğinde aklımıza ilk gelenin Muğla’nın doğasının, ormanlarıyla, koylarıyla, gölleriyle korunmasıdır… Tanıtımın stratejisi ise ancak ve ancak bu doğallığın yansıtılmasıyla olabileceğine inanıyoruz. Çünkü dünyada başka Gökova Körfezi yok. Dünya’da başka Bafa Gölü yok… Dolayısıyla bizim tanıtım stratejimizin doğallık ve doğallığın yansıtılması olması gerekir. Oysa o doğallık bugün ciddi bir tehdit altındadır. Koylar birer ikişer kiraya verilmeye başlamıştır. 35 dekardan küçük zeytinliklerin zeytinlik sayılmayarak yapılaşmaya, sanayileşmeye açılması tehdidi bir yasa tasarısı şeklinde karşımızda durmaktadır. Muğla’daki 3 termik santrale ek yeni 3 termik santral, Muğla’mızın havasını kirletmek, doğasını kurutmak için bir tehdit unsuru olarak gündemdedir. Bunlar bizce yanlış hesaplardır. Ne yazık ki bu yanlış hesapların geri dönüşü olmayacaktır. Kirlenmiş, kirletilmiş bir doğanın geri dönüşü yoktur” dedi. Reşit Özer konuşmasında Milas – Bodrum Havalimanı’na bir gümrük kapısı açılması, Aydın – Çine – Yatağan – Milas – Güllük Limanı arasına demiryolu yapılması ve demiryolunun Milas OSB’den geçmesi gerektiğini anlattı. Reşit Özer konuşmasında yeni yasa tasarısı ile 35 dönümden az arazilerin zeytinlik sayılamayacağını ve bunun yörede zeytinciliğe zarar vereceğini de belirtti. Bafa Gölü’ndeki kirlenmeye de dikkat çeken Reşit Özer, mutlaka göldeki kirlenmenin önlenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Akif Arıcan konuşmasında Göcek koylarının ihale edildiğini ve ihalelerin çok yüksek rakamlarla yapıldığını vurgulayarak bu ihalelerin iptalini istedi. Fethiye yöresindeki toplam ekonomik gelirin yüzde 45’inin tarım, yüzde 55’inin ise turizm geliri gibi göründüğünü belirten Akif Arıcan “Fakat Fethiye turizminin altyapısı yok. Örneğin Ölüdeniz’de su yok. Marina gibi bir körfezimiz var, fakat körfez yıldan yıla doluyor. Önümüzdeki yıllarda körfeze tekne de giremeyecek. Merak ediyoruz, biz Muğla turizminin neresindeyiz, diye. Fakat bunun için elde veri de yok” dedi. Arıcan, yörede spor turizmini geliştirmek gerektiğini, bunun için Göcek’te 2 futbol sahasının yapılmakta olduğunu da anlatarak “Fakat Antalya’da 700 futbol sahası var. Her yıl 560 futbol takımı hazırlık için Antalya’ya geliyor. Biz bunlarla nasıl yarışırız? Biz bu konularda devletin önümüzü açmasını istiyoruz. Belki yatırımcı var ama önümüzü görmüyoruz. Devlet yatırımcının önünü açmalı” dedi. Muğla’ya gelen turistin en az para harcayan turist olduğunu da ileri süren Akif Arıcan “Örneğin, sağlık turizmi geliştirilebilir. Muğla bu konularda çok şanslı. Biz Muğla’da bir hazinenin üzerinde oturuyoruz fakat bunun farkında değiliz. Muğla şimdi büyükşehir oldu. Şimdi bir planlama yapılmalı. Ankara ile iyi ilişkiler kurulmalı” dedi.
Muğla Ticaret Borsası Başkanı Hasan Gökmen, 2003 yılında kurulan Borsa’nın Muğla tarımına çok büyük katkıları olduğunu belirterek Muğla Bal Borsası’nı kurduklarını ve Muğla S.K. Üniversitesi ile birlikte Muğla’ya bir gıda laboratuarı kurulduğunu, laboratuarın gerek paketlemenin gerekse ihracatın önünü açtığını söyledi.
Muğla İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ziya Şahin, konuşmasında arıcılık hakkında kapsamlı açıklamalarda bulundu. Dünya Arıcılar Birliği – APIMONDIA’nın aktif üyesi olduklarını ve Muğla’da dünya arıcılar birliği toplantısını yaptıklarını belirten Ziya Şahin Muğla arıcılığının ve balcılığının tanıtımı için bu tür toplantıların önemini vurguladı.
Muğla Odaları Danışmanı Prof. Mehmet Marangoz, TOBB’de yapılacak toplantıda Muğla’nın ortak sorunlarıyla ilgili yaptıkları değerlendirmelerden söz ederek “Muğla’nın ortak üç sorununu belirlemek için odalardan önerilerini istemiştik. 30 dolayında öneri geldi. Ancak TOBB’deki toplantıda sadece 3 sorun ve çözüm önerisi sunabileceğiz. 30 sorunu 3’e indirebilmek için çok zorlandık ve sonuçta bir metin hazırlayarak sizlere gönderdik” diye konuştu. Turizmin geliştirilmesi konusunda önerilerini de dile getiren Marangoz turizm planlanmasının yapılması gerektiğini anlattı. Türkiye turizmi için Rusya’nın önemine de değinen Prof. Marangoz “Rusya şimdi ekonomik krize girdi. Rusya’dan gelen turist sayısı çok büyük oranda düşecek. Bu gibi durumlara göre alternatif pazarların olması gerekir” dedi.
Deniz Ticaret Odası Bodrum Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Gündüz Nalbantoğlu da konuşmasında Muğla kıyılarının bütünleşik planlamasının yapılması gerektiğini, bu nedenle Büyükşehir Belediyesi’nin bu konuda öncülük etmesi gerektiğini, bu planlamaya odaların da katkıda bulunmalarını ve böyle bir planlamada mavi yolculuğun yapıldığı koyların mutlaka korunması gerektiğini savundu. Nalbantoğlu Bodrum’daki karadaki yatak kapasitesinin yanı sıra denizde, yatlarda 10 bin yatak kapasitesi daha olduğunu belirterek “Bodrum’un dünya turizminde marka olmasını sağlayan deniz turizmidir. Bodrum’da deniz turizmini ise Halikarnas Balıkçısı ve arkadaşları başlatmıştır. Deniz turizmi doğaya zarar vermeyen sürdürülebilir bir turizmdir” diye konuştu.
Muğla Ticaret ve Sanayi Odası (MUTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Karakuş ise konuşmasında Türkiye’nin en büyük balık üretim firmalarından Kılıç Holding’i ziyaret ettiğini ve Orhan Kılıç ile görüştüğünü, sektör ve sorunları hakkında bilgi aldığını belirterek “Türkiye’de 1 milyar dolarlık balık üretimi yapılıyor. Bunun 350 milyon dolarlık kısmı ihraç ediliyor. Bu kadar önemli bir sektörün denizdeki havuzlarına ulaşım için bir tane iskeleleri yok. Bu kon önemli bir eksiklik” dedi. Bülent Karakuş, kültür balığı üretimi gelirlerinin neredeyse turizm gelirlerine eşit hale geldiğini belirterek bu sektöre gereken ilginin gösterilmesi gerektiğini söyledi. Bülent Karakuş daha sonra “Muğla Odaları olarak yaklaşık 10 yıldır, 3 ayda bir ortak toplantılarımızı sürdürmekteyiz ve bunu ara vermeden yapan Türkiye’deki tek il Muğla. Burada aldığımız kararları Ankara’ya tek elden ulaştırarak sesimizin daha güçlü çıkabileceğini düşünüyoruz. Aldığımız birçok karar Türkiye gündemine oturup örnek teşkil etmeye başlamış durumda; ecrimisil konusu gibi, yazlık / kışlık nüfus gibi. Bugün de turizm sorunlarıyla ilgili bir toplantı yapacağız” diye konuşmasını sürdürdü. Karakuş daha sonra Bodrum’un Muğla için önemli bir marka olduğuna da vurgulayarak ‘‘Dünya’nın neresine gidersem gideyim Bodrum’un tanınırlığını görüyorum, bu anlamda Bodrum hepimizin örnek alması gereken bir yerdir! Ayrıca Muğla dünyanın en güzel coğrafyasına ve tarihine sahip olan yerdir, gurur kaynağımızdır” diyerek konuşmasını tamamladı.
TÜRSAB Bodrum Yürütme Kurulu Başkanı Sevinç Gökbel ise Yunan adaları ile birlikte ortak toplantı yapılmasını, ekonomik, sosyal ve siyasal ortaklıklar yapılabileceğini bu konuda bölgesel planlama yapılmasını önerdi.
Kültür ve Turizm eski Bakanı Bahattin Yücel ise konuşmasında turizmin bir yaşam biçimi olduğu vurgusunu yaparak bu yaşam biçiminin uygar ve dünya ile uyumlu olması gerektiğini belirtti. Markalaşmanın önemine de dikkat çeken Yücel, Muğla’nın ender 2 havalimanı barındıran illerden biri olduğunu belirterek bunun iyi kullanılması gereken bir fırsat olduğunu ve ulaşım altyapısının arttırılması gerektiğini vurguladı. Bodrum’da ikinci konut bolluğuna dikkat çeken Bahattin Yücel “Bodrum’daki 100 bin yatağın yanında acaba kaç 100 bin ikinci konut var? Bunlar yılın 365 gününün acaba kaç gününde kullanılıyor?” diye sordu. Göcek koylarının kiralama sorununa da değinen Bahattin Yücel “Göcek’ten söz edildi. Bu tam bir yara. Oraların korunması gerekir. Biz turizmi bağımsız bir gelir kapısı olarak görüyoruz. Aslında Turizmi aslında bir ayrı bir disiplin olarak görmek gerekir” diye konuştu.
Kültür ve Turizm eski Bakanı Bahattin Yücel, getirilen içki yasaklarına da değindiği konuşmasında bu yasağın pratikte bir yarar sağlamadığını belirterek “Türkiye’de içki yasağının turizmcileri, seyahat acentelerini ayağa kaldırması gerekirdi. Fakat kimse ayağa kalkıp da karşı çıkmadı. Peki çıkan yasa, içki yasağı içki satışını düşürdü mü? Hayır, düşürmedi. Bize gelen 20 / 25 milyon turist içki kompleksi olmayan ülkelerden geliyor. Bu nedenle elbette içki talep edecekler… Öte yandan ‘milli içki’ rakıda vergiler çok yüksek. Bu yüzden rakının fiyatı yüzünden satışı artmıyor yabancı içki olarak viskinin satışı artıyor. Eğer siz turizm yapacaksanız, 20 / 25 milyon turist getiriyorsanız, siz burada yerli içkinin önünü kapatamazsınız. Buralar, turizm bölgeleri Anadolu’daki sıradan yerler değil. Yerli içkileri engellerseniz, vergilerle engelleme yaparsanız yabancı içkilere kapıyı açıyorsunuz, demektir. Benim inancım böyle, yabancılar bizi ilgilendirmez, demek mümkün değildir”. dedi.
Bahattin Yücel konuşmasının devamında turizmde artık geleneksel, konvansiyonel yöntemlerden vazgeçilmesi gerektiğini, yeni alternatifler bulmanın zorunlu hale geldiğini belirterek bu konuda sosyal medyadan yararlanılmasını ve yerel yönetimlerin sorumluluk almasının daha doğru olacağını düşündüğünü söyledi. Bahattin Yücel, “Klasik konvansiyonel sistemlerle, broşürler, reklamlar, toplantılar, fuarlara katılmalar, yurt dışında bürolar açılması ya da çok pahalı tanıtım kampanyalarının yapılmasının yavaş yavaş zamanının geçmekte olduğunu görüyoruz. Kent tanıtımının tek başına tanıtım yapması, bir tatil bölgesinin tatil turizmini ya da arkeolojik değerlerinin öne çıkarılarak yapılan tanıtım çalışmalarının etkili olmayacağı ortaya çıkıyor. O yüzden bu geleneksel konvansiyonel yöntemlerinin yerine yeni yöntemler ortaya çıkması gerekiyor. Bunların başında, insanların doğrudan haberleşmesine olanak sağlayan sosyal medya olabileceğini ve bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum” dedi. Bahattin Yücel konuşmasında kalkan ambargo ile İran’ın yeni bir pazar alternatifi yarattığını bunun iyi değerlendirilmesini, her şey dâhil sistemden vazgeçilmesini, sosyal medya üzerinden gerçekleşen satışlarda kalitenin kontrol edilmesini, ikincil konutlardaki artışın önüne geçilmesini, tarihin ve arkeolojik kalıntıların tüm insanlığa ait olduğu görüşünün yaygınlaşması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Toplantının sonunda Muğla Odalarının 26. ortak toplantısının Fethiye Sanayi ve Ticaret Odasında yapılması kararlaştırıldı. Toplantı bitiminde, BODTO, konuklarına bir akşam yemeği verdi.